19 Ocak 2011 Çarşamba

Kelim Büyümüş

Sınavdan moralli çıkmadım ama çok iddialı olduğum bir ders değildi  termo. Kalacağımı tüm dünyaya ilan etmiştim vize sonrası. Olgunlukla da karşılandı. Sonuna kadar bekledim tabi sınavın, önümde oturan, herkesin sıçtığı vizede harikalar yaratmış arkadaşımın kağıdını görebilme ümidiyle. Fakat hem götüm yemedi, hem de göremedim. Asistan beş dakika uyarısı çektiğinde, sınavı kötü geçen diğer bir arkadaş 'eeh sikerler' tavırlarıyla, kağıdını teslim etti ve bana Şener Şen jestleriyle, 'hadi lan çık sen de, yarım saattir boş boş oturuyorsun' gibilerden bir çağrıda bulundu. O sırada her sınav sonunda ağlayan kız, mendilini hazırlamak suretiyle, son dakikalarını yaşıyordu. Buraya kadarmış hacı deyip kendime, kağıdımla vedalaştım ve ağlak kızda benden aldığı cesaretle peşim sıra çıktı amfiden. 'Vay aminiyum ne biçim de girdi lan' falan diye konuşup merdivenden inerken, arkamızdan şiddetli bir kahkaha duyuldu. Döndüğümüzde ikimizde inanamadık. Olay örgüsünden de tahmin edilebileceği üzere ağlak kızdı bu. Bana bakıp sırıtıyordu hala. Olayın şokuyla koşup, tepkileri karıştırdığını ve ağlaması gerektiğini söylemek üzere yanına gittiğimizde, bunları duyacağım hiç aklıma gelmezdi. Bana kelin büyümüş dedi.