26 Ekim 2010 Salı

Küçücük Bir Dünya

Küçüktü dünya, sığışamadık iki kişi.
Sevdim.
En çok ellerini sevdim, sonra dudaklarını.
Bir kere de memesine dokundum.
İleri gitmedim utanmasın diye.
Tabuları vardı belki, utanırdı.

Küçüktü dünya, sığışamadık iki kişi.
Acıdım.
En çok soğuktan titrediğinde acıdım, sonra dudak büzdüğünde.
Bir kere de ama dediğinde burkuldu içim.
Ağladığında acımadım koyvermesin kendini diye.
Güçsüz hissederdi belki, vazgeçerdi yaşamaktan.

Küçüktü dünya, sığışamadık iki kişi.
Bağırdım.
En çok bacağına sövdüm, sonra ağzına.
Bir kere de insanlığına.
Annesine sövmedim, üzülmesin diye.
Hassastı belki, çok üzülürdü sonra.

Küçüktü dünya, sığışamadık iki kişi.
Vurdum.
En çok ağzına vurdum, sonra kaba etine.
Bir kere de burnuna.
Gözüne vurmadım morarmasın diye.
Utanırdı belki, çıkamazdı insan içine.

Küçüktü dünya.